Anadolu Ajansı (AA) Genel Müdürlüğü’nden ayrıldıktan sonra önce iktidara yakınlığıyla bilinen Yeni Şafak’a, ardından Habertürk’e geçen gazeteci Kemal Öztürk, dün Açık ve Net programında meslektaşı Cüneyt Özdemir’in altılı masaya yönelttiği eleştirileri değerlendirdi.
“Özdemir’in konuşmasının bir analiz olduğunu düşünmüyorum. İçinde bolca küfürlerin olduğu ve alaycı bir dille insanlara aptal, salak laflarının geçtiği bir konuşma. O nedenle onu bu kadar önemli kıldığını düşünmüyorum” diyen Öztürk, ardından “İkincisi yeni bir şey söylediğini de düşünmüyorum. Dolayısıyla onun üzerinden konuşmayı istemem” ifadesini kullandı.
(adsbygoogle = window.adsbygoogle || []).push({});
Özdemir’in buna yanıtıysa şu oldu:
“Bakın daha bu bir başlangıç. Habertürk’te Kübra Par olayı yakalamış, benim itirazlarımı dile getiriyor. Kemal Öztürk gibi uyduruk adamlar şaşırmış durumda, söyleyecek sözleri yok (sahi kim bu adam hahaha). Şaban Sevinç olayı görüyor… Helal olsun… İzliyorum.
Bak Kemal Öztürk tamamen eski iktidar kontenjanından şu anda Habertürk ekranındasın. Gazeteci değilsin. Yorumcu bile değilsin. Fikrin sözün yok. Bir dönem iktidarın apartıydın. Artık o bile değilsin. Bizim gazeteci mahallemizde değerin sıfır. Hiç olmadı. Hoşt. Bu kadarsın… Hadsize had bildirmek öksüz kaftan giydirmek gibidir.”
Öztürk ise bu sözlere yanıt verirken Özdemir’e üç kuruşluk tazminat davası açtığını duyurdu: “Dün geceden beri, edep ve adap yoksunu Cüneyt Özdemir’e hakkımda yazdıkları için tepki gösteren, onur verici cümlelerle bana destek olan, mesaj gönderen yüzlerce insan oldu. Çok teşekkür ederim, saygılarımı sunarım. O edepsiz hakkında 3 kuruşluk tazminat davası açtım. Ederi bu.”
(adsbygoogle = window.adsbygoogle || []).push({});
Gazeteci Cüneyt Özdemir, CHP, İYİ Parti, Saadet Partisi, Demokrat Parti, Gelecek Partisi ve DEVA Partisi’nden oluşan altılı masaya birtakım eleştiriler yöneltmiş; şöyle ifadeler kullanmıştı:
“(…) Türkiye’deki siyaset tek bir dinamik üzerine. Erdoğan’a karşı olanlar ve Erdoğan’ın yanında olanlar. Biz üçüncü taraftayız. Biz buna mahkum değiliz, hayat bundan ibaret değil. Bir yol daha var yepyeni, taze, genç, eğlenceli.
‘Aramızdan birini seçeceğiz, siz de eşek gibi gelip bize oy vereceksiniz.’ Şimdiki düzen bu. ‘Biz kimi istersek ona vereceksiniz. Erdoğan’dan kurtulmak mı istiyorsunuz, bize mahkumsunuz.’ Bunun adı bu, Erdoğan’dan kurtulmak istiyorsak onlara mahkumuz. Bize de bir sorsanız hani, başkan kim olacak.. ‘O sizi ilgilendirmez, ceketimizi koysak oy vereceksiniz, tıpış tıpış geleceksiniz.’ Neden? ‘Erdoğan’a karşısınız’. Böyle bir saçmalık olabilir mi? Sen gidip oy verir misin böyle bir şeye? Bu kadar aptal mısın sen ya? Buna verecek kadar aptal mısın? (…)”