Reklamlar (!) bitti | GÜRCAN BİLGİÇ
Kendi ünvanıyla başlayan bir maçtı; kazanan lider olacak… Beşli başladı maça Jesus. Önlerinde Arao ve Zajc ile… Oyuna değil pozisyonlara hakim olmak istedi. Valencia’nın müthiş performansı, Demirspor defansının yerleşim yanlışları ve hatalarıyla 2-0’ı da buldu. Kadıköy’ün gecesinde keyif vardı.
Montello da ilginçtir, aynı taktik ile sahadaydı. Rakip defansın arkasına kaçırmak istiyordu hızlı oyuncularını. İki teknik adam da orta sahadaki mücadeleden, direkt paslarla rakip ceza alanına girmenin peşine düştü. İkinci yarıya da golle başlamak, maçı bitirmek gibi geldi Fenerbahçe takımına.
Hesaplanamaz gerçek, “stoper handikapları” oldu. Nasıl Samet ikinci golü ikram ettiyse Lemos – Szalai ikilisi de bir penaltı yaptılar, bir de rakibe asist. Rahat maç, birden bire “kurtarılacak” duruma geldi. Jesus’un aklında eksik kalmamak var. Arao ve Zajc’ı oyundan aldı. “Aman direnç kırılmasın” derdine düştü. Bu ruh hali takıma da yansıdı elbette. Kendi sahalarında kalmaya başladılar.
İki takım da üst düzey mücadele üstünden, kendi planları kusursuz uyguluyorlardı. Hataların içinde söküp çıkardıkları pozisyonlar, kalecilerin kurtarışları, ofsayta takılan penaltı kararı ve 82’de gelen kırmızı kart. Demirspor 10 kişi kaldı. VAR hakeminin kırmızıyı tavsiye ettiği kırmızı kart pozisyonunda, maçın hakemi Abdülkedir Bitigen ile 10 metre uzağındaki yardımcısı Esat Sancaktar faul bile vermediler, avutu gösterdiler.
Yine Fenerbahçe‘nin ilk penaltısını VAR’a giderek verdi Bitigen. Yazık ki, bu hakeme haftanın en önemli maçını veriyor “algoritma!”.. Gol yememek için beşli oynayıp, arkaya kaçırılan adamları hesaplayamamak. Valencia’nın müthiş gecesinde, sıkıntıları “tabela doğrusuyla” düzeltip, adının önüne “lider” yazdırdı Fenerbahçe. Yani; reklamlar bitti…
Oyunun fazları | REHA KAPSAL
Fenerbahçe ve Adana Demirspor‘un ortak yönleri direk hücum yapmayı düşünen oyun anlayışları… Bu da maçın yüksek tempoda bol pozisyonlu ve gollü olacağının sinyallini veriyordu. Jesus, Avustria Wien maçındaki gibi takımına bir ince ayar yaparak yine Demirspor karşısına da 3’lü savunmayla çıktı.
Maça da seyircisinin yarattığı atmosferle coşkulu ve agresif başlangıç yaptı. Oyunun her alanında öne doğru pres ve kaptırıldığı yerde de karşı presi çok iyi uyguladılar. Özellikle ilk yarı bu konuda çok başarılıydılar.
Bununla beraber özellikle 3’lü oyunda omurgasında 7 kişiyle oynayarak rakibin geçişlerini engelledikleri gibi geçiş pozisyonlarında daha çok çizgilere yönlendirmek istediler. Bunu yaptıkları gibi hücum organizasyonunda da Valencia, Emre Mor gibi kaliteli problem çözebilecek anahtar oyuncular ve orta sahadan hücuma koşu yapan Zajc’la skoru almasını bildiler.
İlk yarıdaki oyun ikinci yarıya istenilen şekilde yansımadı. Adana Demirspor 45’le 65 arası 2 gol attığı gibi 3 tane de kaçırdı. Özellikle Lemos ve Ferdi’nin stoper bek arasına Onyekuru’nun öne doğru yaptığı koşullara dikkat çekiciydi. Bu konuda mutlaka önlem alınmalı…
Samuel’in çok daha erken oyuna girmesi gerekiyordu. Bu üçlü savunmada Szalai’nin pozisyon bilgisi ve sezgisi yüksek olması gerekiyor. Nereye nasıl bakacağını, kademeyi bilmesi lazım. Bu eksikler olduğu için yenilen iki golde bireysel hatası vardı.
Fenerbahçe güçlü oyun şablonunu yavaş yavaş oturmaya çalıştığının sinyallerini veriyor. Bu da tabii ki Jorge Jesus’dan, çalışmaktan ve iyi antrenman yapmaktan kaynaklanıyor. Özellikle oyunun ikinci yarısında çok gel git yaşadıkları gibi rakibe de çok pozisyon verdiler. Oyunun 90 dakikalık fazında ortaya çıkan dengesizliğin çözülmesi gerekiyor.
Robot değiller! | EMRE BOL
Adana Demirspor orta sahası temiz ayaklı oyuncularla kurulu. Yani topu kolay kolay vermiyorlar. Jorge Jesus’un “koşucu” takımının planı ise ön alan baskısıyla kapılan toplarla etkili olmaktı. Esasında bu planın ilk yarı tuttuğunu söyleyebiliriz. İstatistiklerde Adana ekininin üstünlüğü olmasına karşın özellikle Valencia’nın müthiş performansıyla Fenerbahçe 3 farklı skoru buldu.
Valencia demişken… Aklını futbola verdiğinde, kendisine güvenildiğini hissettiğinde ve şans verildiğinde neler yapabileceğini gördük. Ama onun da istikrar problemi var. O yüzden Fenerbahçe yönetiminin santrfor transferini mutlaka gerçekleştirmesi gerekiyor. İkinci yarı Fenerbahçeli oyuncular inanılmaz yoruldu. Top Fenerbahçe’deyken 3’lü, rakipteyken kanat oyuncuları geri gelerek arkayı 5’liyordu. Dakikalar geçtikten gidenler geri gelemez oldu. Gelemez diyorum zira bunlarda insan.
Özellikle Ferdi ilk yarıda Onyekuru’yla başa baş mücadele ederken yorulunca onun kanadı otobana döndü. Onyekuru neredeyse buluştuğu her topta Fenerbahçe kalesinde tehlikeli oldu. Ben Osayi Samuel’in neden oynamadığını anlayamadım. Hem genç ve enerjisi çok yüksek hem de Onyekuru’nun arkasında bıraktığı geniş boşluğu daha iyi değerlendirebilirdi.
Fenerbahçe tam korkulu rüya görmeye başlamıştı ki, Adana ekibinin 10 kişi kalması ve Alovski’nin muhteşem golü imdada yetişti. Jesus’un ilk yarıda işi bitiren koşucu bir takımdansa, oyuncuları ekonomik kullanarak rahat galibiyet alan bir takım oluşturması gerekiyor. Fenerbahçe’nin Dinamo Kiev’den sonraki belki de en ciddi sınavıydı. Hala zamana ihtiyacı olduğu aşikar.