Sefa Akgöker, Cevdet Toprak, Tevfik Üçkardeş. (Fotoğraf: Evrensel)
Volkan PEKAL
Tuğba EROĞLU
Yaz aylarında bol nemli sıcağıyla ünlü Adana’da ağaç gölgesinde bir çay ocağı önünde konuştuğumuz yurttaşlar açlık sınırı altındaki emekli maaşları ile ne yaylaya gidebiliyor ne de yazlıkları var. Emekliler ‘Dertlerine çözüm bulsun’ diye seçtikleri siyasetçilere “Çare bulamıyorsanız bırakın” diye seslendiler.
Adana, nemli geçen yaz ayları ile ünlü bir şehir. Baraj gölü, Ceyhan ve Seyhan Nehirleri ile kent içerisinden geçen sulama kanaları ve denizin etkisi ile gelen yüksek nem oranı Toros Dağları ile çevrelenmiş olan kentte ağustos ayında 38-40 dereceleri bulan hava sıcaklığının daha da yüksek hissedilmesine neden olur. Yaylası olan Toroslar’a kaçarak, yazlığı olan deniz esintisinden istifade ederek yazı geçirebilir. Adana’da kalmak zorunda kalan emekli vatandaşlar bırakın yazlığa, yaylaya gitmeyi, evde klimayı bile açamadığını anlatıyor.
Emekli olduğu halde çay ocağı işleten Sefa Akgöker, astım hastası olmasına rağmen evine ekmek götürebilmek için Adana’da kalmış. Ağaç altında serinlediklerini ifade eden Göker, “İnan nefes alamıyorum. Astımım var. Herkesi kışın etkiler, beni yazın etkiliyor. O yüzden yaz aylarını sevmem. Bir tane vantilatörüm var. Evde onunla, burada da ağaç altında serinliyorum. Klimayı süs diye astık orada duruyor. İmkansızlıktan bir yere gidemiyoruz. Ben de yaylaya gitmek isterim” dedi.
Sıcak havanın tansiyonlarını yükselttiğini ifade eden Sabahattin Anger, “Nerede serin yer varsa oraya oturuyoruz. Bir yere kımıldayamıyoruz. Çünkü yaşlı insanız. Tansiyonumuz yükselir. Klimayı eve süs olarak taktık. Çalıştırmıyoruz. En azından 1500 lira elektrik faturası geliyor. Klimayı çalıştırmadığım halde 409 lira elektrik faturası ödedim. Yaylaya gidecek durumumuz yok. Emekli insanız. Aylığımız ay başının yarısında bitiyor. Ondan sonra sağdan soldan borç alıyoruz” dedi.
Cevdet Toprak, yurt dışında çalışarak emekli olmuş. 30 yıl Arabistan’a gidip gelen Toprak, “5 çocuğumu evlendirdim. 5’inin de düğününü göremedim. Ben gönderiyorum, onlar düğün yapıyor. Gelsem düğün olmayacak. Başka türlü olmayacaktı” dedi. Yıllarca memleketinden ve sevdiklerinden uzak çalışmasının karşılığı ise güçlükle alabildiği bir ev ve 3 bin 500 lira emekli maaşı. Toprak bu maaşla tatile gidemiyor. Eşi yaz boyunca çocuklarında kalan Toprak, yüksek elektrik faturalarına karşı çözümü bol bol suyun altına girip, balkonda oturmakta bulmuş. “Saat 3 gibi çıkıp buraya geliyorum. Ağacın altında Allah’ın vermiş olduğu rüzgarla serinlemeye çalışıyoruz” diyen Toprak, “Vantilatör çalıştırmadan haftada 200 250 lira fatura geliyor. Çalıştırsam 400-500 gelir. Denize gidecek bir halimiz yok. Zaten sıcağa alışkınım 30 sene Arabistan’da çalıştım. Parası olan denize, yaylaya gidiyor, parası olmayan da kurban olduğumun verdiği vantilatörle serinlemeye çalışıyor. Baştaki ağalar maaşlarımıza zam yapsa, kendileri camız kaymağı yemese biz de tatile gidebiliriz” diyor.
75 yaşındaki Fahri Elmastaş da 1080 lira yaşlı aylığı ile geçinmeye çalışıyor. “1080 liraya ev kirası mı verelim, yaylaya mı gidelim?” diye yakınan Elmastaş, “6 nüfus ne yapacağız? Bir kilo domates 10 lira. Biz de yemiyoruz. Bir kebap 70 lira olmuş. Öğle yemeğini simitle geçiriyoruz. Fakir ne yapar? Paramız yok ki, ev kirası verelim. Ne yapayım bilmiyorum. Nerede bir gölge bulursak orada oturuyoruz. Kahvede oturup eve gidiyoruz” şeklinde konuştu.
63 yaşındaki Tevfik Üçkardeş yıllarca çalışıp emekli olamamış. 8 yıl çalıştığı işyeri kapanınca sebze, yeşillik satarak geçimini sağlamaya başlayan Üçkardeş, “Tatile gidecek imkan yok. Evini geçindiremiyorsun, çaresiz kalmışız gelip kahve köşelerinde oturuyorsun. Gece 3’te kalkıp maydanoz yeşillik satarak evimi geçindiriyorum. 3 gün iş varsa 2 gün yok. Evimi geçindiremiyorum ki primimi yatırayım. 15 gündür boştayım. 3 tane çocuğum var. Birini bile evlendirememişim. Nasıl evlendireceksin? Ev kirası yıllık 25 bin lira. Can sıkıntısından gelip burada oturuyoruz. İçtiğimiz bir çay. Ben istemez miyim çocuğum rahat yaşasın. Bu hükümet gitmedikten sonra zor” dedi.
Bu fiyatlarla kimsenin hayatından memnun olmadığını ifade eden Üçkardeş, “Etrafa bir bakın; insanların yüzü gülmüyor, kimse evine girmek de istemiyor. Eve bir şey götüremezsen huzur olmaz. Peynirin kilosu 70, zeytin 60 lira olmuş. Asgari ücretle bir insan nasıl geçinecek? Milletvekilleri hadi geçinsin bakalım. Halk inim inim inliyor, halkı niye görmüyorsunuz? Oya gelince ‘Vatandaşım, canım, ciğerim’ diyorsunuz ama bizim gerçek dramımızı görmezden geliyorsunuz. 56 milyar maaş almak değil, halkın içine inmek önemlidir. Beklediğim çözüm adaletli olmak, insanları görmek. Biz onları derdimize çare bulsunlar diye getiriyoruz. Çare bulamıyorsanız bırakın” şeklinde konuştu.
Rusya, Dugina cinayetinin arkasında Ukrayna özel servislerinin olduğunun tespit edildiğini öne sürdü
Mağaza Market-Sen: ŞOK işçisinin net maaşı en az 7500 lira olmalı
“Güç Birliği” ne ve nasıl?
Kürt sorunu ve ‘milli çıkarlar’!
Dağılma hareketleri ve "yalancı paradoksu" neye işaret ediyor?
Bu kış soğuk geçecek
Göktaş muamması ve Peker'in çıkışı, Kılıçdaroğlu'nun Balıkesir mitingi | Gündem Politika
OKUMAK İÇİN TIKLAYIN…
Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanı Murat Kurum, Brezilya'dan İzmir'e gelmek üzere yola çıkan asbest yüklü São Paulo gemisinin Türkiye karasularına girişine izin verilmeyeceğini açıkladı
Bakırköy Kadın Kapalı Cezaevi'nde tutulan Gülşen'i ziyaret eden avukatı Gökçe Kılıç Gülsaran, "Durumu gayet iyi. Gayet güçlü. Ben hukukçuyum, bu neticenin böyle olmaması gerekiyor" dedi.
HDP Eş Genel Başkan Yardımcısı Serhat Eren, cezaevlerindeki ihlallerinin son bulması için Adalet Bakanlığı’nı acilen harekete geçmeye çağırdı.
Üsküdar'da Yemeksepeti'ne ait 2 katlı işyerinin 2. kat zemin kısmında çökme meydana gelmesi sonucu işçi Ferhat Amil yaralandı
Gülşen'in tutuklanmasına tepkiler sürüyor. Sanatçı Tarkan da "Gülşen'e yapılan bu haksızlık son bulmalı ve Gülşen hemen serbest bırakılmalı" çağrısı yaptı.
Yeniden Refah Partisi İlçe Başkanı Ömer Yıldız, tutuklanan Gülşen'i ölümle tehdit etti. Yıldız, büyük tepki çeken paylaşımını kısa süre sonra sildi.
Türkiye'den Yunanistan’a sığınmak isteyen aralarında kadın ve çocukların da olduğu 85 İranlı Kürt mülteci, tekne motorunun bozulması üzerine Ege Denizinde mahsur kaldı.
İnsan Hakları Derneği, konser, festival ve etkinlik yasaklarına dair açıklama yaptı, "İktidarın daha fazla hak ihlaline yol açmaması için yasakçı zihniyetini terk etmesi gerekmektedir" dedi.
Ege’den daha fazla haber, röportaj, mektup, analiz ve köşe yazısı…
İzmir'de etkili olan sağanakta Yunusemre Deresi ve rögarlar taştı, cadde ve sokaklar göle döndü. Mahallelinin besleği bir kedi, sel sularının arasından çocuklar tarafından kurtarıldı.
Akçay Sazlığı ve Sulak Alanı'nda Edremit Belediyesi tarafından verilen inşaat ruhsatlarının iptali için açılan davada mahkeme yürütmeyi durdurma kararı verdi.
Türkiye’deki tüm muhtarlar olarak, başta Muhtarlar Federasyonu olmak üzere halkımızın çektiği bu sorun ve sıkıntıları ilk ve en önemli ağızdan ve yüksek sesle söylemek gerekmiyor mu?
Ege Üniversitesi yeni dönem yemekhane öğün fiyatlarına yüzde 85 zam yaptı. Zamla birlikte 3,5 TL olan yemek fiyatı 6,50 TL’ye yükseldi. Öğrenciler tepkili.
İşe iade talebiyle İzmir Büyükşehir Belediyesi önünde 24 gündür eylem yapan evde sağlık ve bakım işçilerinin mücadelesi sonuç verdi, Belediye Başkanı Tunç Soyer işe geri alınacaklarına dair söz verdi.
Dikili Kadın Platformu zehir yüklü São Paulo gemisinin gelmemesi için bir haftalık imza kampanyası başlattı.
Günün önemli gelişmeleri e-posta adresinize gelsin.